MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3455 >>

117- Huneyn Gazvesi

118- Savaş Taktikleri, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sahabenin ileri Gelenlerinin ve Ehl-i Beyt'in Savaş Meydanında Sebat Etmesi

119- Ebu Amir el-Eş'ari Komutasında, Huneyn Gazvesinde Evtas'a Kaçan Müşrikler için Gönderilen Askeri Birlik

 

117- Huneyn Gazvesi

 

1. Ebu Abdirrahman el-Fihri

 

- - (-)

25431 (1)- Ebu Abdirrahman el-fihri anlatıyor: Huneyn gazvesinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdim. Şiddetli sıcağın olduğu bir günde yola çıktık ve ağaç gölgeleri altında konakladık. Güneş zevale erince kılıcımı kuşanıp atıma binerek çadırında olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gittim ve: "Allah'ın selamı ve rahmeti üzerine olsun ey

Allah'ın Resulü! Gitme vakti geldi mi?" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet'' deyip: "Ey Bilal" diye seslenince, semura ağacının altında olan Bilill, gölgesi bir kuş gölgesini andıracak gibi hızlı bir şekilde kalkıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Buyur emrindeyim ve canım sana fedadır" dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana atımı eğerle'' buyurdu. Bilal bir semer çıkarıp atı eğerledi. Semerin iki yanı hurma lifindendi. Gösterişli ve hoşa gidecek bir semer değildi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) binince biz de bineklerimize binip o akşam ve gece düşmanın karşısında savaş düzeni saf tuttuk. Müslüman ve müşrik atlılar karşı karşıya gelince Allah'ın da buyurduğu gibi Müslümanlar ardını dönüp kaçınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın kulları! Ben Allah'ın kulu ve Resulüyüm" deyip şöyle devam etti: "Ey Muhacir topluluğu! Ben Allah'ın kulu ve Resulüyüm. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atından indi ve bir avuç toprak alıp -bana Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) en yakın olan birinin söylediğine göre- toprağı müşriklerin yüzüne serpti ve: "Bu yüzler kara olsun!" dedi. Allah, müşrikleri hezimete uğrattı.

Ya'la b. Ata der ki: Huneyn'e katılan müşriklerin çocukları babalarından bana şöyle naklettiler: O gün içimizden gözleri ve ağzı toprak dolmayan kimse kalmadı ve gökle yer arasında demir kazanlar üzerine düşen demir parçalarının çıkardıkları sesler gibi çınlayan sesler işittik.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Darimi (2452) ve Ebu Davud (5233) rivayet ettiler.

 

 

 

25432 (2)- Başka bir kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

[Hasen]

 

 

2. Ebu Said el-Hudri

 

- - (-)

25433- Ebu Said el-Hudri der ki: "Ramazan ayının onyedinci veya onsekizinci gününde Huneyn savaşına çıktık. Bu savaşa çıkanların kimisi oruç tutarken kimisi tutmadı. Ancak ne oruç tutan tutmayanı, ne de oruç tutmayan tutanı yaptığından dolayı kınamadı."

 

[Sahih]

 

 

3. Hz. Abbas

 

- - (-)

25434 (1)- Abbas b. Abdilmuttalib anlatıyor: Huneyn savaşına Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte katıldım. Bir ara Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında sadece Ebu Süfyan b. el-H aris b. Abdilmuttalib ile benden başka kimse kalmadı. Herkes kaçıp giderken biz Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanından hiç ayrılmadık. Allah Resulü de Ferve b. Nufase el-Cuzami'nin kendisine hediye ettiği boz -Ma'mer: "beyaz" demiş te olabilir- katırının üzerindeydi. Müslümanlar ile müşrikler karşı karşıya geldiklerinde Müslümanlar dönüp kaçmışlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırım kafirlerin üzerine doğru sürdü. Ben de katır fazla hızlı gitmesin diye dizginlerinden tutuyordum. Ancak Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklere doğru ne kadar hızlı bir şekilde gittiğine aldırmıyordu. Ebu Süfyan b. el-Haris de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırının kayışından tutmuştu. Bir ara bana: ''Ey Abbas! Semure ağacının altında biat edenlere seslen'' buyurdu.

Gür sesli birisiydim. En gür sesimle: "Eyağaç altında biat edenler!" diye seslendim. Vallahi sanki ineğin yavrularım şefkatle çağırması gibi sesimi duydukları zaman: "Geldik! Emrindeyiz!" diyerek geri döndüler. Geri toplanan Müslümanlar kafirlerle savaşmaya başladılar. Sonrasında Ensar: "Ey Ensar! Ey Ensar!" diye seslendiler. Sonrasında bu daveti daha özele indirip sadece Haris b. el-Hazrec oğullarını çağırmaya başladılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katırının üzerinde az bir yükseldi ve: ''İşte ortalığın kızışacağı an bu andır'' buyurdu. Sonrasında Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerden aldığı çakıl taşlarını kafirlerin yüzlerine doğru savurdu ve: ''Kabe'nin Rabbine andolsun ki hezimete uğrayacaklar!'' buyurdu. Gidip baktığımda savaş başladığı gibi aynen devam ediyordu. Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o çakıl taşlarını attıktan sonra zayıf düştüklerini ve geriye dönüp kaçmaya başladıklarını gördüm. Bu şekilde de Allah onları yenilgiye uğrattı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkalarından katırını koşturduğunu görür gibiyim.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric:Müslim (1775) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra' da (8647) rivayet ettiler.

 

 

 

25435 (2)- Kesir b. Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Abbas ve Ebu Süfyan vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara hitab etti ve: "İşte ortalığın kızışacağı an bu andır'' buyurdu. Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Abbas'a: ''Ey Bakara Suresinin muhataplarır diye seslen'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (1775) rivayet etti .

 

 

4. İbn Mes'ud

 

- - (-)

25436- Abdullah b. Mes'ud der ki: Huneyn günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdim. İnsanlar onun etrafından kaçınca, yanında Muhacir ve Ensar'dan seksen kişi kalıp direndiler. O zaman seksen adım kadar gerisin geri gittik, ama yine de onlara karşı sırtımızı dönmedik (kaçmadık). İşte Allah'ın huzur ve güven duygusunu indirdiği seksen kişi bunlardır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) katınnın üzerinde önümüzde giderken katır bir tarafa çekilmeye başlayınca, Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eyerin üzerinden kaymaya başladı. Ben: "Yüksel, Allah seni yükseltsin!" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana bir avuç toprak ver'' buyurdu. Toprağı alıp düşmanın yüzlerine doğru serpince (kafirlerin) gözleri toprakla doldu. Sonra: ''Ensar ve Muhacirler nerede?'' diye sorunca: "İşte oradalar" cevabını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onları çağır!'' buyurdu. Onları çağırdığımda kılıçları ellerinde ateş gibi parlayarak geldiler. (Müşrikler onların geldiğini görünce) arkalarını dönüp kaçtılar.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Hakim, Müstedrek'te (2/117) rivayet etti. Heysemi (6/180) der ki: "Hadisi Ahmed, Bezzar ve Taberani rivayet etmiş olup Haris b. Hasira dışında kalan Ahmed'in ravileri, Sahih'in ravileridir. Bu ravi ise güvenilir biridir."

 

 

5. Enes b. Ma,lik

 

- - (-)

25437- Enes der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huneyn günü ettiği dualardan biri de: "Allahım! Eğer dilersen (bu topluluğu şayet helak edersen) artık yeryüzünde sana ibadet eden kimse kalmaz" duasıdır.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (4/49), ve Müslim 3/1384 (1763) rivayet ettiler.

 

 

118- Savaş Taktikleri, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sahabenin ileri Gelenlerinin ve Ehl-i Beyt'in Savaş Meydanında Sebat Etmesi

 

1. Enes b. Malik

 

- - (-)

25438- Cabir b. Abdillah der ki: Huneyn vadisine yaklaştığımİz zaman, Tihame vadilerinden boş ve eğimli bir vadide yuvarlanır gibi hızla indik. O vadi çok eğimli olduğundan başka şekilde inilmiyordu. Oraya sabahın karanlığında ulaştık, düşman bu vadinin eteklerinde, dar boğazlarında ve geçitlerinde bize pusu kurmuştu. Toplanıp silahlanarak hazırlık yapmışlardı. Vadinin içine doğru inerken düşman birliklerinin bir anda üzerimize saldırması bizi dehşete düşürdü ve insanlar geriye doğrukaçmaya başladı. Bu durum bir müddet böyle devam etti. Kimse kimseye aldırış etmeden dağılı yordu. Bu arada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sağa doğru kayıp: ''Ey insanlar! Bana doğru gelin. Ben Allah'ın Resulü'yüm. Ben, Abdullah'ın oğlu Muhammed'im'' diye seslendi. O sırada develer birbirine girip insanlar dağıldılar. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber sadece Ensar ve Muhacirlerden bir topluluk ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ehl-i Beyt'i kalmıştı. Bunlar da çok değildi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber sebat gösterenler arasında, Ebu Bekr ve Ömer de vardı. Ehl-i Beyt'inden ise, Ali b. Ebi Talib, Abbas b. Abdilmuttalib, oğlu Fadl b. Abbas, Ebu Süfyan b. el-Haris, Rabia b. el-Haris, ümmü Eymen'in oğlu Eymen b. Ubeyd ve Usame b. Zeyd vardı. Hevazin kabilesinden bir adam, kırmızı devesinin üzerinde, elinde uzun bir mızrağa taktığı siyalı bir sancakla insanların önünde gidiyor, yetiştiğine mızrağını saplıyor, insanlar (taraftarları) kendisini kaybettiğinde, sancağı kaldırarak arkadakilerin peşinden gelmesini sağlıyordu.

Cabir b. Abdullah der ki: Sancağı taşıyan bu kişi devesinin üzerinde böyle yaparken Ali b. Ebi Talib ile Ensar'dan bir adam, üzerine gittiler. Ali arkadan saldırıp devesinin iki ayağına vurdu. Deve arkası üstü yere düşünce Ensarı de üzerine atılarak ona bir darbe vurdu ve bacağını orta kısmından kopardı, adam da devesinden yere düştü. Vallahi, Müslümanlar dağılıp kaçtıklarında geri dönenler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında esirlerin elleri arkadan bağlı olduklarını gördüler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Hibban (4774) ve Ebu Ya'la (1862-3) rivayet ettiler. Heysemi (10266) der ki:

"Hadisi Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet etmiştir. Ebu Ya'la şu ibareyi de eklemiştir:

"Müslümanlar hezimete uğrayınca Safvan b. Umeyye'nin kardeşi Kilde -ki Safvan o zaman müşrikti, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine vermiş olduğu mühlette bulunuyordu-: "Bugün sihir bozuldu!" dedi. Safvan ona: "Sus! Allah ağzını kurutsun! Vallahi, Kureyş kabilesinden bir adamınbana terbiye vermesi (üzerime hakim olması), Hevazin kabilesinden bir adamın bana terbiye vermesinden (üzerime hakim olmasından) bana daha sevimli gelir!" dedi. Hadisi aynı zamanda Bezzar da rivayet etmiş olup senedinde İbn İshak bulunmaktadır ki; Ebu Ya'la'nın rivayetinde hadisi hocasından işittiğini açıkça söylemiştir. Ahmed'in diğer ravileri, Sahih'in ravileridir."

 

 

2. Bera b. Azib

 

- - (-)

25439 (1)- Ebu İshak der ki: Kays kabilesinden bir adam Bera b. Azib'e: "Huneyn günü ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) etrafından kaçtınız mı?" diye sorunca, Bera şöyle cevap verdi: Ancak ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaçmadı. Hevazin kabilesi iyi ok atan bir kabileydi. Biz onlara hücum edince dağıldılar. Biz, ganimetlere üşüştük. Bunun üzerine onlar bize oklarla karşılık verdiler. Hz. Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyaz katın üzerinde gördüm. Ebu Süfyan b. el-Haris, katırın yularını tutmuştu ve ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben Nebiyim yalan yok! Ben Abdulmuttalib'in oğluyumlldiyordu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim 3/1400 (1776) ve Tirmizi 4/199 (1688 "hasen sahih") rivayet ettiler.

 

 

 

25440 (2)- Ebu İshak der ki: Bir adam Bera b. Azib'e: "Ey Ebu Umare! Huneyn günü kaçtınız mı?" diye sorunca, Bera şöyle cevap verdi: "Hayır Vallahi, ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaçmadı. Ancak aceleci olan bazıları kaçınca, Hevazinliler onları okla karşıladılar. Hz. Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyaz katın üzerinde gördüm. Ebu Süfyan b. el-Haris, katırın yularını tutmuştu ve ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben Nebiyim yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in oğluyum '' diyordu.

 

[Sahih]

 

25897 (l)'de tekrar edecektir.

 

 

 

25441 (3)- Ebu İshak der ki: Bir adam Bera b. Azib'e: "Ey Ebu Umare! Huneyn günü kaçtınız mı?" diye sorunca, Bera şöyle cevap verdi: "Hayır vallahi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kaçmadı. Ancak aceleci olan bazıları kaçınca, Hevazinliler onları okla karşıladılar. Hz. Nebi'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beyaz katın üzerinde gördüm. Ebu Süfyan b. el-Haris, katırın yularını tutmuştu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ben Nebiim yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in oğluyum'' diyordu.

 

[Sahih]

 

 

 

25442 (4)- Bera b. Azib der ki: Huneyn günü Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), ''Ben Nebiim yalan yok! Ben, Abdulmuttalib'in oğluyum'' buyurduğunu işittim.

 

[Sahih]

 

 

119- Ebu Amir el-Eş'ari Komutasında, Huneyn Gazvesinde Evtas'a Kaçan Müşrikler için Gönderilen Askeri Birlik

 

1. Ebu Musa

 

- - (-)

25443 (1)- Ebu Musa der ki: Allah, Huneyn'de Hevazin kabilesini hezimete uğratınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), düşmanı takib edecek atlıları Ebu Amir el-Eş'ari komutasında gönderdi. Ben de düşmanı takib eden bu atlılar arasındaydım. Ebu Amir hızlıca yol alıp İbn Dureyd b. es-Sime'ye yetişti ve çarpışırlarken İbn Dureyd onu öldürüp sancağı aldı. Ben de İbn Dureyd'e saldırıp öldürdüm ve sancağı alıp halkı geri getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sancağın elimde olduğunu görünce: ''Ey Ebu Musa! Ebu Amir öldürüldü mü?'' diye sordu, Ben: "Evet ey Allah'ın Resulü!" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini kaldırıp: ''Allahım! Kulun Ebu Amir'i kıyamet günü sevabı çok olanlardan eyle'' dediğini işittim.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Ebu Ya'la (7222) ve İbn Hibban (7191) rivayet ettiler,

 

 

 

25444 (2)- Ebu Musa'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Allahım! Ubeyd Ebu Amir'i kıyamet günü insanlar arasında sevabı çok olanlardan eyle'' diye dua etti. Ubeyd, Evtas günü öldürüldü. Ebu Musa, Ubeyd'i öldüreni öldürmüştür. Ebu Vail der ki: "Dilerim ki Allah, Ubeyd'in katiliyle Ebu Musa'yı Cehennemde bir araya getinnez."

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: İbn Sa'd (4/115) rivayet etti.

26930 (l)'de tekrar edecektir.